19 Ekim 2013 Cumartesi

Taktik analiz: Osasuna 0 - 0 Barcelona



Ligde 8'de 8 yapan barcelona, üst üstte 9. galibiyetini almak için çıktığı Osasuna deplasmanında 2 puan bıraktı. Milli maç arası, hafta içi şampiyonlar liginde oynanacak Milan maçı ve sonrasında tüm dünyanın beklediği El Clasico maçları etken midir bilinmez ama Barcelona'nın bu maçta puan kaybı yaşaması bir kenara, maç öncesi böyle bir futbolun oynanacağı çoğu kişinin beklediği bir şeydi sanırım.



Maç öncesi kadrolar açıklandığında Pique, Alves, Sanchez gibi oyuncuların kadroda olmaması benim dikkatimi çeken ana unsur değildi. Ligin 2. haftası oynanan Malaga maçı, Şampiyonlar liginde oynanan Celtic maçı ve bu akşam oynanan Osasuna maçları gösteriyor ki; Fabregas o bölgede 0 verimle  ve en önemlisi Barcelona maçlarını 10 kişiyle oynuyor. Tata Martino'nun daha farklı çözümler, en önemlisi kendi farkını ortaya koymak adına başka hamleler denemesi şart. Kadroya bakacak olursak, kuşkusuz en sevindirici isim sakatlıktan dönen Puyol oldu. Öyle yada böyle futbola ve Barcelona'ya olan aşkı onu yıldırmıyor. Yoğun maç trafiği nedeniyle Pique, Alves ve Sanchez kadroda yer almayan isimlerdi. Tandem de Puyol'a eşlik eden isim son haftalarda iyi bir performans ortaya koyan Bartra idi. Sağ bekte Alves'in yokluğunda Montoya, sol bekte ise Adriano yer alıyordu. Valladolid maçında oynamayan Busquest,  Osasuna maçında takıma geri dönüş yaptı. Önünde İniesta - Xavi ikilisi, sol forvet Neymar, sağ forvet ise Pedro ve sahte dokuz diye nitelendirdiğimiz mevki de ise sakatlıktan yeni çıkan Messi yerine Fabregas forma giydi. Osasuna ise 4-2-3-1 dizilimi ile sahadaydı. Takımın önemli oyuncularından birisi olan Armenteros sakatlığı nedeniyle kadroda yer almıyordu.



Barcelona'nın kaleye bulan ilk şutu için 18 dakika bekledik. İniesta'nın yerden cılız şutu kaleci Andres zorlanmadan kurtardı. Aslında bu senaryo, geçen sezon oynanan maç ile aynıydı. Ama eksik olan tek şey goldü. Yukarıda da dile getirdiğim gibi Barcelona'nın maç boyunca etkili olmamasının temel nedeni belliydi aslında. Fabregas'ın yanlış rolde oynaması, oynadığı pozisyonda koca 45 dakikada hiçbir varlık sergileyememesi, puan kaybının başlıca sebebiydi. Asıl ilginç olan, Tata'nın buna 90 dakika müsamaha göstermesi oldu. Oysa beklenen şey belliydi; Messi'den sonra o pozisyonun gerekliliklerini yerine getirebilecek tek isim olan Neymar'ın oynaması ve sol forvete Tello'nun monte edilmesiydi. Nitekim Tata bunu hiç denemedi. Üstüne üstlük 90 dakika Fabregas'ı sahada tutup, Pedro yerine Tello'yu en etkisiz olduğu yerde, sağ forvete monte etti.




İkinci yarı aynı tempo ile devam etti. Fabregas'ın gol girişimleri sonuçsuz kaldı. Xavi, iniesta'da Osasuna duvarını aşamayınca Tata yedek kulübesindeki en önemli silahı olan Messi'yi sahaya sürdü. Sakatlıktan yeni çıkan Messi de Osasuna'nın katı defans bloğunda  kaybolunca, Barcelona'nın maçı kazanmak adına başka hamlesi kalmamıştı. Osasuna maç boyunca yapabileceği tek şey olan savunmayı başarıyla yaptı. Defansif müdahaleler de çok başarılıydılar. Barcelona'nın sistemsizliği, üretken olmayan oyunu ve en önemlisi artık elzem olan bağzı değişikliklerin maç önü ve maç boyunca yerine getirilmemesi puan kaybını da beraberinde getirmiş oldu.

6 Ekim 2013 Pazar

Taktik analiz: Barcelona 4-1 Real Valladolid


Lider Barcelona, ligin 8. haftasında evinde Real Valladolid'i ağırladı. Katalanlar maçı zorlanmadan 4-1 kazanmasını bildi. Real Valladolid'in golden önce ve sonra neredeyse hiç direnç gösterememesi kuşkusuz Barcelona'nın işini daha da kolaylaştırdı. 

Geçtiğimiz hafta içi Celtic ile oynanan şampiyonlar ligi maçı sonrası teknik direktör Tata Martino, Real Valladolid maçında ufak çaplı bir rotasyona gitti. Geçtiğimiz sezon Tito'nun bu tarz rotasyonları uyguladığını nadiren görüyorduk. Bu sebeple geçen sezon çoğu maçta; özellikle şampiyonlar liginde sıkıntı çekmişlerdi. İlk 11'e bakacak olursak, Barcelona savunma hattı beklenildiği gibi; Alves-Bartra-Pique-Adriano dörtlüsünden oluşuyordu. Bartra'nın son haftalarda yükselen performansı ve özellikle sağ stoperde Pique'den çok daha verimli olması, 2 sezondur stoper arayan Barcelona için çok önemli bir gelişme. Defans bloğunun önünde Busquest yerine Song, önünde ise Xavi-Fabregas ikilisi forma giydi. Sağ forvette maçın yıldızı Alexis Sanchez, sol forvette her ne kadar maç boyunca ortalarda gözükmese de 2 asist yapan Tello oynadı. Fabregas'ın Celtic maçında Messi'nin rolünü tam olarak yerine getirememesi nedeniyle Tata Martino sürprize yer vermedi ve o rol için en doğru isim olan Neymar'a görev verdi.  

Real Valladolid ise kağıt üzeride 4-2-3-1 gözükse de, sahada -kendi yarı sahasında- 4-2-4'e yakın bir şekilde oynadı. Ya da oynamak zorunda kaldı. Maç öncesi kazanma şansı az olan Valladolid, takımın 3 golle en golcü oyuncusu olan Javi Guerra'nın attığı erken gol ile umutlansa da geri kalan zamanda Barcelona'ya direnemedi.



Barcelona maça normal temposu ile başladı. Valladolid top rakipteyken geride bekleyip; kaptığı toplar ile kontratak anlayışıyla oynuyordu. Adriano'nun hücumda kaybettiği top sonrası uzun top ile kendi yarı sahasından çıkan Valladolid, kazandığı köşe vuruşu ile golü buldu. Barcelona yaklaşık 2 senedir büyük sıkıntı çektiği duran toptan gol yeme hastalığına hala çözüm bulabilmiş değil. Tata Martino'nun göreve gelmesiyle duran toplarda alan savunması yerine, adam adama savunmaya geçiş bile henüz bu sıkıntıyı gideremedi. Yenilen gole hızlı reaksiyon veren Barcelona, Sanchez'in ceza sahası dışından attığı güzel gol ile skoru eşitledi. Yediği golden sonra skoru korumak adına Valladolid'in geriye yaslanması ve iyi alan kapatması Barcelona'yı bir nebze olsun durdurmuştu. Neymar'ın 30 dakikada Valladolid ceza sahasında yerde kalması ve bana göre penaltı olan pozisyon hakem tarafından es geçilince ilk yarı 1-1'lik eşitlikle sonuçlandı. İlk yarıda ve maçın geri kalanında dikkatimi çeken olay ise; Xavi'nin rakip yarı sahaya yaptığı dikine koşular oldu. Normalde bunu yapması beklenilen kişi Cesc ama aksine rolleri değiştirmiş bir şekilde oynadılar zaman zaman. Cesc geriden gelip top alırken Xavi daha önde bekleyen kişiydi. Zaten attığı golde bunu açıkça görebiliriz.




Neymar'ın merkeze yaklaşıp top aldığı zaman Xavi'nin rakip sahaya yaptığı koşu.


Golde Xavi'nin ceza sahası içinde, Fabregas'ın yay civarında beklediği pozisyon.


Barcelona - Valladolid
Celtic - Barcelona

ikinci yarıya tempoyu yükselterek giren Barcelona, Daniel Alves'in hücuma daha fazla katkı vermesiyle Valladolid'i kendi yarı sahasına hapsetti. Beklenen gol 52. dakikada Xavi'den geldi. Tello'nun nadiren ortalarda gözüktüğü pozisyonda, sol taraftan içeriye kestiği topu Xavi tek vuruşla topu ağlarla buluşturdu. Valladolid bu golden sonra toparlanamadı ve baskıyı yemeye devam etti. 58. dakikada Tello'nun sol çaprazdan yaptığı vuruş direkte patladı. Alves'in biraz hareketlenmesi takım için çok önemli. Destek vermezse Barcelona'nın hücum opsiyonlarından birisi otomatikman ortadan kayboluyor. İkinci yarıda biraz hareketlenmesi, Neymar ile yaptığı nefis paslaşmalar en iyi ispatı. Nitekim atılan 3. golde onun sayesinde gelişti. Orta sahada kaptığı top ile atak başladı ve Neymar'ın asistini gole çeviren Sanchez oldu. 5 dakika sonra bu kez Sanchez, Neymar'a asist yaptı. Karşı karşıya kalmasına rağmen kaleye vurmadı ve deyim yerindeyse Neymar'a ufak bir jest yaptı. Maçın geri kalanında iki takımda rahat futbol oynadı ve maç 4-1 Barcelona'nın galibiyetiyle sonlandı.


Bir parantez de Pique'ye açmak lazım. Bartra'nın takıma monte edilmesiyle sağ stoper yerine sol stoperde oynayan Pique, geçen sezon sergilediği sönük performansı bu sezonda sürdürüyor. Bartra'ya nazaran ikili mücadelelerde pek fazla gözükmüyor. Hatta geriden oyun kurma işini de Bartra üstleniyor. Puyol ve Mascherano'nun yokluğunda şimdilik bu iki oyuncuyu aratmadığını söylesek yanlış olmaz sanırım.